Refah’ta yaşananlar, insanlık onuruna ve evrensel değerlere karşı utanç verici bir saldırıdır. İsrail’in Refah’ta gerçekleştirdiği bu acımasız saldırılar, insanları her türlü insani koşuldan mahrum ederek ölümle baş başa bırakmaktadır. Açlık, yoksulluk, çaresizlik, giyinme, barınma, beslenme, sağlık gibi temel insan haklarından yoksun bırakılan Filistinliler, adeta ilkel çağların koşullarında yaşamaya mahkûm ediliyor. Bu durum, 21. yüzyılda, uzay çağında nasıl kabul edilebilir?

Refah’ta Ölen Aslında İnsanlıktır

İsrail’i yönetenler hangi vicdana, hangi ahlaka, hangi değerlere sahip? Sivilleri hedef alan bu saldırılarla, insanlığın temel değerlerini ayaklar altına alıyorlar. Dünya, bu zulme sessiz kalmaya devam ederse, büyük bir felaket kaçınılmaz olacaktır. Bu felaket, böyle devam ederse çok uzaklarda değildir. Çocuklar paramparça edilerek öldürülüyor, kadınlar bombalarla katlediliyor, yaşlılar ve engelliler İsrail bombalarıyla hayatlarını kaybediyor. Kiliseler, camiler, okullar bombalanarak yerle bir ediliyor. Bu vahşet karşısında sessiz kalmak, insanlık adına utanç vericidir.

Nerede İnsanlık?

Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum: Nerede insanlık? İnsanlığın vicdanı neden sustu? Bu nasıl bir insanlık böyle? Çocukların öldürüldüğü, kadınların bombalarla yok edildiği, yaşlıların ve engellilerin hedef alındığı bir dünyada yaşamak, kabul edilebilir mi? Kiliselerin, camilerin, okulların bombalandığı bir dünyada sessiz kalmak, insanlık onuruna sığar mı?

Müslüman Dünyanın Sessizliği: Utanç Verici

Onca Müslüman devlet susarken Amerika’da, Avrupa’da insanlar sokaklara dökülüp bu zulme karşı seslerini yükseltiyorlar. Siz nasıl Müslümansınız? Hani Müslüman kardeşliği nerde? Maskeniz düştü mü? Gerçek yüzünüz ortaya mı çıktı? Sizi Siyonist seviciler sizi, insanları daha ne kadar aldatacaksınız? Ne utanma var ne ahlak ne de değerler! Sözde Müslüman ülkeler, Filistin halkının çektiği acıları görmezden geliyor. Müslümanlar olarak Filistinlilerin bu dramına sessiz kalmak kabul edilemez.

Nerede binlerce cemaat? Yiyip içsin, karınlarını şişirsinler, dünyalık için çırpınıp dursunlar. İnandıkları değerler nerede? Yoksa büyük çoğunluğunuz da Siyonist yapı tarafından mı besleniyorsunuz? Neden sessizsiniz? Sizi sahtekarlar sizi! Er ya da geç maskeniz düşecek. Cemaatleriniz milyar dolarları kasalarına doldurmuş. Nereden buldunuz bunca parayı? Bağışlasanıza yoksul Filistinlilere, çaresiz Filistinlilere, unutulmuş Filistinlilere ya da yoksul ve muhtaçlara. Lüks içinde yaşayarak insanları kandırıyorsunuz. İşiniz gücünüz cinsellik, para, lüks ve israf.

Sizi destekleyen siyasi iktidarlar da sizin gibi ahlaksız. Sizi besliyor, olanak sunuyor, insanları aldatmanıza aracılık ediyor. Yazıklar olsun size. Müslüman dünyasının sessizliği ve bu utanç verici kayıtsızlık karşısında durup düşünmek zorundayız. Filistin’in acısı, bizim acımız olmalı. Müslüman kardeşliği bu mudur? Harekete geçme zamanı geldi de geçiyor bile. Maskeler düşecek, gerçekler ortaya çıkacak. Vicdan sahibi herkes bu sessizliği bozmalı ve Filistin için ayağa kalkmalıdır.

Dünyanın Sessizliği: Büyük Bir Felaketin Habercisi

Refah’ta ölen sadece insanlar değil, aynı zamanda insanlığın kendisidir. İsrail’in bu saldırıları, dünyayı büyük bir felakete sürüklüyor. Eğer dünya bu zulme sessiz kalmaya devam ederse, bu felaket çok yakında gerçekleşecektir. İnsanlık, bu acıya daha ne kadar sessiz kalabilir? Nerede insanlık? Bu soruyu hep birlikte, avazımız çıktığı kadar bağırarak sormalıyız: Nerede insanlık?

Vicdanın Sesi: Sessiz Kalmamalıyız

Dünya, Refah’ta yaşanan bu dram karşısında sessiz kalmamalıdır. İnsanlık, bu zulme karşı sesini yükseltmeli, adaletin sağlanması için harekete geçmelidir. Filistinlilerin yaşadığı bu insanlık dışı koşullar, hepimizin vicdanını yaralıyor. İnsanlık adına, evrensel değerler adına, adalet adına sesimizi yükseltmeliyiz. Nerede insanlık? Bu soruyu, her gün, her saat, her dakika sormaktan vazgeçmemeliyiz.

S

Müslüman Dünyanın Sessizliği: Utanç Verici

Onca Müslüman devlet susarken Amerika’da, Avrupa’da insanlar sokaklara dökülüp bu zulme karşı seslerini yükseltiyorlar. Siz nasıl Müslümansınız? Hani Müslüman kardeşliği nerde? Maskeniz düştü mü? Gerçek yüzünüz ortaya mı çıktı? Sizi Siyonist seviciler sizi, insanları daha ne kadar aldatacaksınız? Ne utanma var ne ahlak ne de değerler! Sözde Müslüman ülkeler, Filistin halkının çektiği acıları görmezden geliyor. Müslümanlar olarak Filistinlilerin bu dramına sessiz kalmak kabul edilemez.

Nerede binlerce cemaat? Yiyip içsin, karınlarını şişirsinler, dünyalık için çırpınıp dursunlar. İnandıkları değerler nerede? Yoksa büyük çoğunluğunuz da Siyonist yapı tarafından mı besleniyorsunuz? Neden sessizsiniz? Sizi sahtekarlar sizi! Er ya da geç maskeniz düşecek. Cemaatleriniz milyar dolarları kasalarına doldurmuş. Nereden buldunuz bunca parayı? Bağışlasanıza yoksul Filistinlilere, çaresiz Filistinlilere, unutulmuş Filistinlilere ya da yoksul ve muhtaçlara. Lüks içinde yaşayarak insanları kandırıyorsunuz. İşiniz gücünüz cinsellik, para, lüks ve israf.

Sizi destekleyen siyasi iktidarlar da sizin gibi ahlaksız. Sizi besliyor, olanak sunuyor, insanları aldatmanıza aracılık ediyor. Yazıklar olsun size. Müslüman dünyasının sessizliği ve bu utanç verici kayıtsızlık karşısında durup düşünmek zorundayız. Filistin’in acısı, bizim acımız olmalı. Müslüman kardeşliği bu mudur? Harekete geçme zamanı geldi de geçiyor bile. Maskeler düşecek, gerçekler ortaya çıkacak. Vicdan sahibi herkes bu sessizliği bozmalı ve Filistin için ayağa kalkmalıdır.

Sonuç: İnsanlık Adına Sessiz Kalmayın

Sonuç

Filistin’in yaşadığı zulüm, yalnızca Filistin halkının değil, tüm insanlığın vicdanını sızlatan bir dramdır. Müslüman ülkelerin ve liderlerin bu zulme karşı sessiz kalmaları, büyük bir ahlaki çöküşün işaretidir. Müslüman dünyası, kardeşlik ve dayanışma ilkelerini unutarak kendi çıkarlarını ve rahatlarını ön planda tutmaya başlamıştır. Bu, sadece Filistinlilere değil, tüm mazlumlara ve adalet arayanlara yapılmış bir ihanet olarak görülmelidir.

Sessizlik, zulmü onaylamaktır. Sessiz kalanlar, zalimlerin suç ortağıdır. Müslüman dünyasının liderleri ve cemaatleri, bu sessizlikle kendi vicdanlarına ve inançlarına ihanet etmektedirler. Lüks ve israf içinde yaşayan, milyarlarca doları kasalarına dolduran bu sözde dini liderler ve onların destekçileri, gerçek İslami değerleri hiçe saymaktadırlar.

Vicdan sahibi herkes, bu sessizliği bozmak ve Filistin için ayağa kalkmak zorundadır. Müslüman dünyası, Filistin’in acısını kendi acısı olarak görmeli ve bu zulme karşı kararlı bir duruş sergilemelidir. Adalet, eşitlik ve kardeşlik ilkeleri yeniden hatırlanmalı ve hayata geçirilmelidir. Ancak o zaman, gerçek bir Müslüman kardeşliği tesis edilebilir ve Filistin halkının yaşadığı dram sona erdirilebilir.

Bu sessizlik, tarih önünde bir utanç vesikasıdır. Gelecek nesiller, bugünün sessizliğini ve kayıtsızlığını affetmeyecektir. Harekete geçmek, sesimizi yükseltmek ve zulme karşı durmak, her birimizin insani ve dini sorumluluğudur. Filistin’in özgürlüğü ve adaleti için mücadele etmek, sadece bir bölgenin değil, tüm insanlığın onur mücadelesidir.